14 Haziran 2010 Pazartesi

ANIL...




80’lerin çocuğu..
Delikanlı..
Dost, efendi, yürekli,
Galatasaraylı..

Çocukluk yılları, babanın memuriyeti nedeniyle çeşitli illerde yaşanan okul yılları,

Ve Üniversite
Maçlar, sınavlar, sabahlamalar, sohbetler, aynı yürek atışları…
Yaşam ortaklığı..

Sarı ve Kırmızı..

Ayrıldık;
Mecburen..
Sinsi bir lösemi…

2008 Mayıs’ta başladı..

Kan değerleri… İlik nakli beklentileri…

Başucunda bekledi kardeşleri Anıl’ı,

DAYAN KOCA ADAM dedi tüm Türkiye onun için;
Ama olmadı..


17 Kasım 2008’de
Koca Adam efeler gibi gitti…

Dostları arkasından şu dizeleri döktüler mezar taşına;


Bir ayrıılık türküsü ölüm,
Rabb’imin yazdığı kaderin bir cilvesi.
Cilve demişler ya; ölenle ölünmez,
Ama ölenle yaşanır arkadaş,
Sanki hiç gitmemişçesine ...
Kendi gitse bile, adı hep ANILsın diye...



Anıl AYDIN nam-ı diğer KOCA ADAM

1984-Biz yaşadıkça



(Y. Doğu YARKAYA)







Hiç yorum yok: